Immünosupresyon olmayan hastalarin bronkoskopik örneklerinde yüksek sayida candida kolonileri görülse bile kontaminasyon olabilecegi göz önünde bulundurulmalidir (37). Pnömoniden ölen hastalarin önemli bir kisminin metisilin dirençli Staphylococcus aureus ya da gram (-) nonfermentetif basillerle enfekte oldugu gösterilmistir. Metisilin dirençli Staphylococcus aureusun neden oldugu VIPnin spesifik risk faktörleri (37): A. 6 günden daha uzun ventilasyon, B. Önceden steroid kullanimi, C. Kronik obstrüktif akciger hastaligi, D. 25 yas üzeri, E. Önceki antibiyotik tedavisi. Önceden antibiyotik tedavisi almayan hastalarda vankomisin ampirik olarak baslanmamalidir. Kafa travmali hastalar, nörocerrahi hastalari ve komatöz hastalarda, metisilin duyarli Staphylococcus aureus pnömonisinin gelisme riski yüksektir. Bu pnömoni oksasilin ve nafsilinle glikopeptidlerden daha iyi tedavi edilir (37). Cerrahi hastalarda VIP gelisimi, genellikle endojen floraya ikincildir. Bu grupta enfeksiyon travma hastalarindan daha geç gelisir. Çesitli serilerde gram (-) basilin etken oldugu gösterilmistir. Özellikle Pseudomonas aeruginosa en sik etkendir (37). Siddetli enfeksiyonu olan kritik hastalara uygulanacak antibiyotik tedavisinde temel amaçlar (37): 1. Enfeksiyonun hizli, güvenilir ve etkin tedavisi, 2. Rezistans gelisimini engellemek için uygunsuz ve uzun antibiyotik tedavisinden kaçinilmasidir. Süpheli mikroorganizmalara karsi subinhibitör dozlarda antibiyotik baslanmasi hizla direnç gelisimine yol açar. Bu nedenle enfeksiyonun kontrolü için olasi en kisa zamanda tam tedavi dozlarinda antibiyotik tedavisine baslanmasi gerekir. Klinik ve mikrobiolojik veriler tamamlandigi zaman baslangiç stratejisinin tekrar degerlendirilmesi hayatidir. Bu sekilde antibiyotik lerin kesilmesi ya da daha dar spektrumlu antibiyotik kullanilmasi olasidir (37). De-eskalation terapisinde, yüksek doz, genis spektrumlu, ampirik ilk baslangiç tedavisinden sonra, mikrobiolojik veriler elde edildigi zaman tedavinin tekrar degerlendirilmesi, gerekirse daha dar spektrumlu tedaviye geçilmesi temeldir (37). 36
Immünosupresyon olmayan hastalarin bronkoskopik örneklerinde yüksek sayida candida kolonileri görülse bile kontaminasyon olabilecegi göz önünde bulundurulmalidir (37). Pnömoniden ölen hastalarin önemli bir kisminin metisilin dirençli Staphylococcus aureus ya da gram (-) nonfermentetif basillerle enfekte oldugu gösterilmistir. Metisilin dirençli Staphylococcus aureusun neden oldugu VIPnin spesifik risk faktörleri (37): A. 6 günden daha uzun ventilasyon, B. Önceden steroid kullanimi, C. Kronik obstrüktif akciger hastaligi, D. 25 yas üzeri, E. Önceki antibiyotik tedavisi. Önceden antibiyotik tedavisi almayan hastalarda vankomisin ampirik olarak baslanmamalidir. Kafa travmali hastalar, nörocerrahi hastalari ve komatöz hastalarda, metisilin duyarli Staphylococcus aureus pnömonisinin gelisme riski yüksektir. Bu pnömoni oksasilin ve nafsilinle glikopeptidlerden daha iyi tedavi edilir (37). Cerrahi hastalarda VIP gelisimi, genellikle endojen floraya ikincildir. Bu grupta enfeksiyon travma hastalarindan daha geç gelisir. Çesitli serilerde gram (-) basilin etken oldugu gösterilmistir. Özellikle Pseudomonas aeruginosa en sik etkendir (37). Siddetli enfeksiyonu olan kritik hastalara uygulanacak antibiyotik tedavisinde temel amaçlar (37): 1. Enfeksiyonun hizli, güvenilir ve etkin tedavisi, 2. Rezistans gelisimini engellemek için uygunsuz ve uzun antibiyotik tedavisinden kaçinilmasidir. Süpheli mikroorganizmalara karsi subinhibitör dozlarda antibiyotik baslanmasi hizla direnç gelisimine yol açar. Bu nedenle enfeksiyonun kontrolü için olasi en kisa zamanda tam tedavi dozlarinda antibiyotik tedavisine baslanmasi gerekir. Klinik ve mikrobiolojik veriler tamamlandigi zaman baslangiç stratejisinin tekrar degerlendirilmesi hayatidir. Bu sekilde antibiyotik lerin kesilmesi ya da daha dar spektrumlu antibiyotik kullanilmasi olasidir (37). De-eskalation terapisinde, yüksek doz, genis spektrumlu, ampirik ilk baslangiç tedavisinden sonra, mikrobiolojik veriler elde edildigi zaman tedavinin tekrar degerlendirilmesi, gerekirse daha dar spektrumlu tedaviye geçilmesi temeldir (37). 36
www.UlusalTezMerkezi.net internet sitesi akademik bilgiye erişimi kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştur. YÖK ile herhangi bir bağlantısı yoktur. Tezlerin aranılan anahtar kelime ile ilgili bölümleri adil kullanım hakkı çerçevesinde, kanunlara uygun olarak yayınlanmaktadır. Herhangi bir ticari kar etme amacı olmaksızın sadece bilgiye erişimi hızlandırmak amaçlıdır. Istek, Sikayet, Oneri: [email protected]Tamam