1 GİRİŞ VE AMAÇ Deliryum, toksik metabolik ensefalopati, akut beyin sendromu, organik beyin yetmezliği gibi çeşitli isimlerle anılan yoğun bakımda kritik hastalıklarda ciddi yan etkilere neden olabilecek, akut başlangıçlı (saatler ve günler içinde) ve geri dönüşümlü bir klinik tablodur.1 Ruh halinde dalgalanma, dikkatte azalma, desorganize düşünce, konfüzyon ve değişik düzeylerde bilinç bozukluğu ile birliktedir.5 Deliryum genellikle bazı risk faktörlerine maruz kalan hastalarda ortaya çıkar. Bu faktörler arasında ileri yaş, erkek cinsiyet, önceden var olan kognitif bozukluk ve demans, zayıf fonksiyonel kapasite, malnütrisyon, madde ve alkol bağımlılığı, eşlik eden medikal bozukluk, primer nörolojik hastalıklar, infeksiyon, şok, hipoksi, elektrolit bozuklukları, cerrahi işlemler, bazı ilaçlar yer almaktadır.6,7 Tanı konulamadığı ve tedavi edilemediği takdirde hastanede yatış süresinde uzama ve işlevsellikte bozulma, mortalite ve morbidite oranlarında artış görülmektedir. Hipoaktif, hiperaktif ve mikst tip olmak üzere üç klinik tipi olan deliryumun, hipoaktif formu sıkça gözden kaçabilen formudur. Hiperaktif formda ise hasta ajite, gürültülü, mücadele içinde, kendine ve etrafına zarar verebilecek görünümdedir.7,8 Magnezyum kognitif fonksiyonları içeren birçok fizyolojik olayda önemli rol oynamaktadır. Maliyet ve kolay ulaşılabilirlik açısından da Mg deliryum tedavisinde dikkat çekici bir ajandır. İntravenöz uygulamalarında yüksek serum seviyeleri iyi tolere edilebilir. Mg, ağrının azalmasını sağlar. Opioid tüketimi ve ağrının kontrolünde de faydalı etkileri bulunmuştur. Vazodilatatör, kas gevşetici ve sedatif etkileri, merkezi sinir sisteminin aşırı uyarılabilirliğini baskılaması, iskemik dokuda bölgesel kan akımını artırması, vasküler mediatörlere karşı antikonstrüktör etki göstermesi, vazodilatasyonla serebral dolaşımı artırması, serebral enfarkt alanını daraltması, Ca++ ve NMDA reseptörleri üzerindeki antagonistik etkisi ve nöroprotektif etkisi ile Mg önemli bir ajandır.9 Mg konsantrasyonundaki değişiklik, nöronların işleyişinde fizyolojik yetersizliklere sebep olur. Mg, nörotransmitter sentezini ve salınımını modifiye eder ve nörotransmitter reseptör duyarlılık seviyesini değiştirir. Kalsiyumun hareketinin tersine bir etkiyle presinaptik sinir ucundaki uyarı durumunu değiştirir. NMDA reseptör aktivitesini antagonize eder. Nosiseptif yolaklar üzerinden ağrı oluşumu ve santral sensitizasyonu etkiler. Bu sebeple yoğun bakımdaki Mg eksikliğinin replase edilmesi,
1 GİRİŞ VE AMAÇ Deliryum, toksik metabolik ensefalopati, akut beyin sendromu, organik beyin yetmezliği gibi çeşitli isimlerle anılan yoğun bakımda kritik hastalıklarda ciddi yan etkilere neden olabilecek, akut başlangıçlı (saatler ve günler içinde) ve geri dönüşümlü bir klinik tablodur.1 Ruh halinde dalgalanma, dikkatte azalma, desorganize düşünce, konfüzyon ve değişik düzeylerde bilinç bozukluğu ile birliktedir.5 Deliryum genellikle bazı risk faktörlerine maruz kalan hastalarda ortaya çıkar. Bu faktörler arasında ileri yaş, erkek cinsiyet, önceden var olan kognitif bozukluk ve demans, zayıf fonksiyonel kapasite, malnütrisyon, madde ve alkol bağımlılığı, eşlik eden medikal bozukluk, primer nörolojik hastalıklar, infeksiyon, şok, hipoksi, elektrolit bozuklukları, cerrahi işlemler, bazı ilaçlar yer almaktadır.6,7 Tanı konulamadığı ve tedavi edilemediği takdirde hastanede yatış süresinde uzama ve işlevsellikte bozulma, mortalite ve morbidite oranlarında artış görülmektedir. Hipoaktif, hiperaktif ve mikst tip olmak üzere üç klinik tipi olan deliryumun, hipoaktif formu sıkça gözden kaçabilen formudur. Hiperaktif formda ise hasta ajite, gürültülü, mücadele içinde, kendine ve etrafına zarar verebilecek görünümdedir.7,8 Magnezyum kognitif fonksiyonları içeren birçok fizyolojik olayda önemli rol oynamaktadır. Maliyet ve kolay ulaşılabilirlik açısından da Mg deliryum tedavisinde dikkat çekici bir ajandır. İntravenöz uygulamalarında yüksek serum seviyeleri iyi tolere edilebilir. Mg, ağrının azalmasını sağlar. Opioid tüketimi ve ağrının kontrolünde de faydalı etkileri bulunmuştur. Vazodilatatör, kas gevşetici ve sedatif etkileri, merkezi sinir sisteminin aşırı uyarılabilirliğini baskılaması, iskemik dokuda bölgesel kan akımını artırması, vasküler mediatörlere karşı antikonstrüktör etki göstermesi, vazodilatasyonla serebral dolaşımı artırması, serebral enfarkt alanını daraltması, Ca++ ve NMDA reseptörleri üzerindeki antagonistik etkisi ve nöroprotektif etkisi ile Mg önemli bir ajandır.9 Mg konsantrasyonundaki değişiklik, nöronların işleyişinde fizyolojik yetersizliklere sebep olur. Mg, nörotransmitter sentezini ve salınımını modifiye eder ve nörotransmitter reseptör duyarlılık seviyesini değiştirir. Kalsiyumun hareketinin tersine bir etkiyle presinaptik sinir ucundaki uyarı durumunu değiştirir. NMDA reseptör aktivitesini antagonize eder. Nosiseptif yolaklar üzerinden ağrı oluşumu ve santral sensitizasyonu etkiler. Bu sebeple yoğun bakımdaki Mg eksikliğinin replase edilmesi,
www.UlusalTezMerkezi.net internet sitesi akademik bilgiye erişimi kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştur. YÖK ile herhangi bir bağlantısı yoktur. Tezlerin aranılan anahtar kelime ile ilgili bölümleri adil kullanım hakkı çerçevesinde, kanunlara uygun olarak yayınlanmaktadır. Herhangi bir ticari kar etme amacı olmaksızın sadece bilgiye erişimi hızlandırmak amaçlıdır. Istek, Sikayet, Oneri: [email protected]Tamam